Şimdi okuduklarımı, seyrettiklerimi, yaşadıklarımı düşününce siyasetin vatandaşın bir yerine her zaman yapışık olduğunu anlayabiliyorum. . Ama herkes bu kadar siyasetin ağında değildi. İktidar partisi milletvekilinin danışmanı, Türkiye’de bir hastanenin baş hekimini hastane kapısında bekletebiliyor mesela. Son yirmi yılda ise siyasete bulaşmazsan yaşayamazsın noktasına geldik. Biri futbol, diğeri siyaset. Sanki işleri bu kadar çirkinleştiren siyaseti kılcal damarlarımıza kadar sokan Fetö yapılanmasıydı. İşçisinden doktoruna, akademisyenine, bürokratına, gazetecisine, sporcusuna, eğitmenine, öğrencisine, herkes kariyeri ve geliri için siyasete bulaşmak zorunda sanki. Kendimi bildim bileli Türkiye’de herkesin fikir sahibi olduğu, bilgisine tereddütsüz güvendiği iki konu vardı. Buna alışığız.
Son yirmi yılda ise siyasete bulaşmazsan yaşayamazsın noktasına geldik. Şimdi okuduklarımı, seyrettiklerimi, yaşadıklarımı düşününce siyasetin vatandaşın bir yerine her zaman yapışık olduğunu anlayabiliyorum. İşçisinden doktoruna, akademisyenine, bürokratına, gazetecisine, sporcusuna, eğitmenine, öğrencisine, herkes kariyeri ve geliri için siyasete bulaşmak zorunda sanki. Biri futbol, diğeri siyaset. Kendimi bildim bileli Türkiye’de herkesin fikir sahibi olduğu, bilgisine tereddütsüz güvendiği iki konu vardı. . İktidar partisi milletvekilinin danışmanı, Türkiye’de bir hastanenin baş hekimini hastane kapısında bekletebiliyor mesela. Ama herkes bu kadar siyasetin ağında değildi. Buna alışığız. Sanki işleri bu kadar çirkinleştiren siyaseti kılcal damarlarımıza kadar sokan Fetö yapılanmasıydı.